Göğüs ve rahim tümörü büyümesini engeller

Bitki Adı: Böğürtlen

Latincesi: Rubus fruticosus

Diğer Adları: Dikençilegi, Dikendudu, Dikendutu, Yabani Dut

Gülgiller familyasindandir. Anayurdu Kuzey Yariküre’nin iliman iklim bölgeleri olan Rubus cinsi 400 kadar çokyillik çali türünün ortak adi bögürtlendir. Bunun 17 türüne ülkemizdeki orman ve fundaliklarda; yol, bahçe ve hendek kenarlarinda sikça rastlanir. Bögürtlen türleri 1-3 m. boylanabilirken, kimi türleri sarmasik seklinde, kimileri de yerde sürünerek gelisir. Bu türlerden konumuzla en çok ilgili olani Adi bögürtlen (R. fruticosus) türüdür. Kisaca bögürtlen diye anacagimiz bu bitki 3 m. boylanabilir.Ikiyillik dikenli gövdeleri, kenarlari disli 3-5 yaprakçiktan olusan ve kisin dökülmeyen yapraklari, yaz aylarinda tek tek ya da salkim halinde açan pembe veya beyaz çiçekleri vardir. Yaz sonu ya da sonbahar basinda bu çiçekler kirmizimsi kara renkli, üzeri çok ince tüylü, duta benzeyen meyvelere dönüsür. Yer ve toprak konusunda hiç seçici olmayan bögürtlen, seyrek olarak döktügü tohumlariyla; daha çok yere degen dallarinin köklenmesiyle veya köklerinin yeniden filizlenmesiyle çogalir. Çok dikenli de oldugu için, dogal çit olarak pek yeglenen bir bitki türüdür. Bögürtlenin meyvelerinde sabit ve uçucu yag, meyve sekeri, organik asitler, sitrik asit, C vitamini, pektin ve demir; yapraklarinda tanen ve organik asitler bulunur. Bögürtlen meyve olarak çigken yenildigi gibi reçel, surup, sekerleme,
pasta, likör ve sirke yapiminda kullanilir.

Acıyla tatlı anların iç içe geçtiği çocukluk hatıraları vardır hayatımızda. Düşüp kalkmaktan yara olmuş, her dokunuşta acısı çoğalan ayaklarla futbol topuna bir kez daha vurmanın sevinci mesela. Ya da sokakta güle oynaya kirlettiğimiz kıyafetlerimizi gören annemizden işittiğimiz, pek de tatlı olmayan sözler… Bir de eş-dost toplanıp gittiğimiz pikniklerde yol kenarında bulup tozlu topraklı yuttuğumuz böğürtlenler vardı hatırlarsanız. Elimizi yüzümüzü çizdirerek çalıların arasından geçtiğimiz, onca zahmetin sonunda ulaştığımız, her tarafımızı kırmızıya boyayan o ekşimsi, bir o kadar da lezzetli meyve… Belki çocuklar için değişen bir şey yok ama yetişkinler için böğürtlen biraz anlam değiştirdi sanki. Artık böğürtlenin yolu tozun toprağın içinden geçmiyor, bu güzel meyve en şık market, manav reyonlarından bize ulaşıyor. Öyle döke saça doyasıya da yiyemiyor, küçük bir kutusuna 4-10 lira arasında para ödüyoruz. “Buna da şükür, ya hiç bulamasaydık..” dedik ve faydasından fiyatına çocukluğumuzun nostaljik meyvesini inceledik.

Rengi koyu kırmızıysa tamamdır
Belki habermizin etkisiyle de canınız böğürtlen çekmiş, kendinizi en yakın manava atmış olabilirsiniz. Onun için hemen söyleyelim böğürtlenin olgulaştığını renginden anlayabilirsiniz. Yenilebilir kıvama gelmiş böğürtlen koyu kırmızı, siyaha yakın bir renk alıyor. Yabanisi de olan bir meyve olduğundan akla ister istemez zehirlisinin olup olmayacağı sorusu geliyor. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, yabanisinin de kültürlüsünün de hiçbir zehir özelliği olmadığını söylüyor. Gerçekçioğlu, yabani böğürtlenlerin tek zararının tarlaya olduğunu, fazla yayılımcı olduğu ve araziyi çabuk sardığı için tahrip ettiğini söylüyor.

Böğürtlen, ülkemizde Akdeniz’de, Antalya’da, Karadeniz’de, Samsun’da, Bursa, Yalova, Tokat gibi illerde ve Amasya’nın bazı ilçelerinde kültür bitkisi olarak yetiştiriliyor. Bir dönümlük tarladan yaklaşık 2-4 ton arası böğürtlen elde ediliyor. Çeşidi ise çok fazla ancak ülkemizde ağırlıklı olarak “jumbo” denen türü yetiştiriliyor.

Tohumu da faydalı
Böğürtlenin yaralara sürülürse iyileşmeyi hızlandıracağı, kabızlığa iyi geldiği, tok tuttuğu, yaprakları kaynatılıp içilirse diş ve diş etlerine, kökleri kaynatılıp içilirse de böbreklerdeki taşların düşmesine yardımcı olacağı sık sık dile getiriliyor. Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, içindeki tohumunun etinden daha şifalı olduğunu belirtiyor. Diyetisyen Doktor Yeşim Çelik de böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğini söylüyor. İçeriğindeki ellagik asit, antikanserojen madde olarak biliniyor. Bu madde kanser hücrelerinin ve tümörün büyümesini engelliyor. Çelik böğürtlenin hafızaya da iyi geldiğini, özellikle bol miktarda B grubu vitaminleri içerdiğini belirtiyor ve yemek sonrası için de şöyle bir öneride bulunuyor: “Yemekten 1 saat sonra tüketilen 1 bardak böğürtlen suyu veya şurubu kan şekerinin dengelenmesini sağlar, uyku ve yorgunluk halinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.”

Böğürtlen şurubunun hazırlanması: Böğürtleni ezerek bir süre kaynatın. Pekmez haline gelmeden sıvı olarak şişeleyin. Kesinlikle şeker katmayın ve bu şuruptan günde üç çorba kaşığı veya sulandırarak 1 bardak tüketin.


Kansere karşı en etkili meyve: Böğürtlen
Böğürtlenin sayısız faydası olduğunu ve kansere karşı en etkili meyve olduğunu biliyor musunuz? Böğürtlen kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engelliyor.
 Dr. Erkan Topuz, böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğini söylüyor. Topuz, herkese günde bir avuç böğürtlen yemesini tavsiye ediyor. Böğürtleni mevsiminde tüketebileceğiniz gibi yaprağını kurutup kışın çayını içebilirsiniz. Şurubunu ya da marmelatını da yapabilirsiniz. Ayrıca böğürtlen dondurma, pasta, ilaç ve kozmetik sektörlerinde de kullanılıyor.
Sıcaktan bunalmış bir vaziyette yürürken karşınıza bir işporta tezgâhında ya da manav reyonunda çıkıyor. Göz alıcı rengi bakar bakmaz ekşi ve ferah tadını hayal ettiriyor. Böğürtlen mevsimindeyiz. Birkaç yıl öncesine kadar az bulunan ve pahalı bir meyve olan böğürtlen şimdilerde hiç olmadığı kadar bol. Dolayısıyla önceki yıllara göre daha ucuz. Çünkü 8 yıldır Tarım Bakanlığı'nın üniversitelerle birlikte yaptığı çalışmalar sayesinde 10 ilde böğürtlen yetiştiriliyor. Tokat, Adana, Samsun, Maraş, Ordu, Erzurum, Erzincan, Malatya, Hatay ve Isparta'da tarlalara böğürtlen dikildi. Bu yıl beklenenden çok hasat elde eden çiftçiler dondurma, pasta, ilaç ve kozmetik sektörlerinin ihtiyacını karşıladıktan sonra ellerinde kalan ürünü piyasaya sürdü.
Kültür böğürtleni olarak adlandırılan tarla böğürtlenleri hem renk hem de büyüklük olarak göz dolduruyor. Daha küçük ve açık renkli olan yaban böğürtlenleri ise tadı ve faydası bakımından daha makbul. Fakat toplanması zor ve üretimi az olduğu için kültür böğürtlenine razı olmak gerekiyor. Çünkü böğürtlenin başta kanser olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiğini öğrenince bu meyveyi sofralarınızdan eksik etmeyeceksiniz.

Kanser savaşçısı böğürtlen
Böğürtlenin içinde bulunan ellagik asit, antikansorojen madde olarak biliniyor. Onkolog Prof. Dr. Erkan Topuz, Amerika'da hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğinin, hatta küçülttüğünün ntespit edildiğini söylüyor. Ellagik asit, böğürtlenin yanı sıra, çilek, üzüm ve ahudududa da bulunuyor. Topuz, günde bir avuç böğürtlen yenilmesini tavsiye ediyor. Böğürtlen yaz ortası ve sonbahar başında hasadı yapılan bir meyve. Yılın diğer zamanlarında ise şurubu veya marmelatı tüketilebilir. Böğürtlenin bir özelliği de dondurucuya konulabilen bir meyve olması. Dondurucuda özelliğini ve lezzetini kaybetmiyor, uzun süre kalabiliyor. Dolayısıyla da kışın ortasında taze böğürtlen tüketebilirsiniz. Böğürtlenin sadece meyvesi değil yaprağı ve kökü de kansere karşı etkili. Böğürtlen yaprağını kurutup kışın çayını içebilirsiniz.
Onkoloji profesöründen böğürtlen şurubu tarifi
Böğürtlenin faydasını göstermesi için yılda birkaç defa yemenin etkili olmayacağını söyleyen Topuz, sürekli tüketilmesini öneriyor. ve kadınlara böğürtlen şurubu tarifi veriyor: Böğürtleni bol olduğu zamanlarda alıp ezerek bir süre kaynatın. Pekmez haline gelmeden sıvı olarak şişeleyin. Kesinlikle şeker katmayın ve bu şuruptan günde üç çorba kaşığı tüketin. Yine böğürtlenli pasta ve dondurmaları bolca tüketebilirsiniz.
Anadolu çiftçisinin meyve yetiştiriciliği konusundaki danışmanı Prof. Dr. Resul Gerçikçioğlu, Türk çiftçisinin böğürtleni nihayet keşfettiğini söylüyor. Hem faydası hem de çok sayıda sektörde kullanılıyor olması böğürtlen üretimini her yıl artırıyor. Birçok bölgede yaban böğürtleni yetiştiği için bugüne kadar tarımını yapmak çiftçilerin aklına gelmiyordu. Bakanlığın ve akademisyenlerin desteğiyle çiftçiler buğday ve karpuz tarlalarına böğürtlen dikti. Kazançlarından da çok memnunlar. Gerçekçioğlu, üretimin iyi gittiği ve böğürtleni daha çok tüketeceğimiz müjdesini veriyor.

Böğürtlenin faydaları saymakla bitmiyor
İçeriğinde bulunan ellagik asit antikanserojen madde olarak biliniyor. Bu madde kanser hücrelerinin ve tümörün büyümesini engelliyor. Göğüs ve rahim tümörünün büyümesini engellediği Amerika'da Kuzey Carolina'daki Clemson Üniversitesi'nde yapılan araştırmalarda tespit edilmiş.
Hafızaya iyi geliyor.
Yaprağından yapılan çay, ağız yaralarını iyileştiriyor.
Kanı temizliyor.
Cildi güzelleştiriyor. Bu sebeple kozmetikte de çok kullanılıyor.
Böğürtlen suyu kan şekerini dengeliyor.
Bol vitamin içeriyor. Özellikle içeriğindeki B grubu vitaminler çocukların gelişimini olumlu yönde etkiliyor.

 Meyveleri tam olgunlaştıktan sonra daha şifalı olan böğürtlenin faydaları şunlar:
Düzenli yenen böğürtlen yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor.
Böğürtlenin sıkılarak elde edilen suyu ishallerde çok faydalıdır. Ancak böğürtlen suyu saklanamaz taze içmek gerekir. Saklanırsa sirkeleşir.
Ağız yaralarında, gerek taze ve gerekse kurutulmuş 20 gram böğürtlen yaprağı 1 litre suda haşlanırsa, bu çay ağız yaraları için çok faydalıdır.
Kurutulmuş yapraklarından yapılan şurubunun kanı temizleyici etkisi de var. Bu şurup öksürüğü olanlara da iyi geliyor.
Ayak yorgunluklarında, böğürtlenin sürgünleri ve kökleri 100 grama 1 litre su ölçüsüyle kaynatılırsa, ılıyınca ayak banyosu olarak kullanılabilir. Ayak yorgunluklarına çok iyi gelir.
Güzellik için, böğürtlen çiçekleri ise 50 grama bir 1 litre su ölçüsü ile kaynatıldığı zaman, elde edilecek bu şifalı su eller için çok iyi bir güzellik losyonudur.
Her gün yenen bir avuç böğürtlen kanserden korur. Yapılan araştırmalar böğürtlenin, bünyesinde barındırdığı antioksidanların bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser türlerine karşı koruyucu etkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Kanı incelterek kan şekerini dengeleyen böğürtlen, diyabet rahatsızlıkları olan hastalar için önemli bir şifa kaynağı
Yaprakları kaynatılarak suyu ile gargara yapılırsa, diş eti ve bademciklerdeki iltihaplara iyi gelir
Kökleri kaynatılarak suyu içilirse böbrek kumunun ve taşlarının düşmesine yardımcı olur.
Böğürtlenden şurup ve reçel de yapılır. Şurubu göğüs ve solunum yolları rahatsızlıklarında oldukça yararlıdır.
Böğürtlen yaralara sürülürse iyileşmelerini kolaylaştırır.
İyi bir antioksidandır. Vücuttaki zararlı maddelerin temizlenmesine yardımcı olur.
Tansiyonu düşürür ve bedeni güçlendirir.
Olgun böğürtlen idrar söktürücüdür ve kabızlığa iyi gelir.
Tok tutan bir meyve olan böğürtlen zayıflamak isteyenler için de bire bir…
Böğürtlendeki antioksidanlar inflamasyonu azaltıcı, kan damarlarını güçlendirici, diyabet, hipertansiyon ve kalp gibi kronik hastalıkların oluşma riskini azaltıcı etki gösterirler.
 Böğürtlende yer alan antioksidanlar ve renk veren maddeler bağışıklık sisteminini güçlendirici ve kanser türlerine karşı koruyucu etki taşır.
Böğürtlende bulunan ellagik asit adlı madde antikansorojen etkiye sahiptir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğini ve küçülttüğünü göstermiştir.
 Amerika’daki Clemson Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalarda ellagik asitin, göğüs ve rahim tümörünün büyümesini engellediği saptanmıştır.
 Amerika’da yapılan ve Journal of Biologic Chemistry adlı dergide yayınlanan araştırmaya göre böğürtlendeki siyanidin-3-glukozid adlı madde hücre kültüründe, ultraviole B ışını ile oluşturulmuş ve deri tümörlerinin oluşumundan da sorumlu olan serbest oksijen radikallerini etkisiz hale getirmiştir.
 Ohio State Üniversitesince yapılan araştırmaya göre böğürtlen, oksidatif stresi azaltarak özofagus kanserine karşı koruma sağlamaktadır.
 Finlandiyalı uzmanlarca yapılan araştırmaya göre böğürtlen tansiyonu düşürerek ve kanın pıhtılaşmasını engelleyerek felç riskini azaltmaktadır.
 Böğürtlene koyu rengini veren antosiyaninler iltihap azaltıcı etkiye sahiptir.
 Böğürtlen beta-karoten, lutein, zeaksantin, beta cryptoxanthin, alfa-cryptoxanthin, quercetin, kaempferol, klorojenik asit, gallik asit ve kateşin gibi antioksidanlar bakımından da zengindir.
 Böğürtlende bulunan lutein ve zeaksantin adlı karotenoidler ultraviyole radyasyon zararlarına karşı makulayı korurlar. Bir kase böğürtlen 170 mcg lutein ve zeaksantin içerir.
 Kanın pıhtılaşmasında ve kalsiyumun emiliminde rol oynayan K vitamini için iyi bir kaynaktır.
 Bir kase böğürtlen 135mg of Omega-3 asitleri içerir.

Böğürtlen Yaprağı
Ağız, diş eti ve bademcik iltihaplarında olumlu etkisi böğürtlen yararları arasındadır. Böğürtlen yapraklarıyla hazırlanan çay akut ishal, ağız ve boğaz iltihabı gibi sorunlarda kullanılır. Ancak böğürtlen yaprağı hamileler için sakıncalıdır.
Alman Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırılmasından sorumlu E Komisyonu böğürtlen yaprağının ishalde oral olarak, ağız ve boğaz mukozası hastalıklarında ise gargara olarak kullanımına onay vermiştir.
Ses Kısılmasına Ne İyi Gelir?
Böğürtlen suyu ses kısıklığına karşı kullanılabilir. Ilık taze böğürtlen suyu gargaradan sonra küçük yudumlarla yutulur.
Böğürtlen Çayı: 1 kahve kaşığı dolusu böğürtlen yaprağının üzerine bir bardak kaynar su döküldükten sonra 15 dakika demlenir ve süzülür. Gün içerisinde birkaç defa gargara yapılır. Gargara için hazırlanan çay tatlandırılmaz.
Yine ishal için hazırlanan çay bağırsakta istenmeyen mayalanma olasılığını azaltmak için şekerle tadlandırılmadan içilmelidir. Kağnaklar : Zaman Gazetesi-İnternethaber




Aramalar:  böğürtlen yaprağının faydaları,böğürtlenin faydaları,böğürtlen kökünün faydaları,böğürtlen çayının faydaları

Yorumlar