Acıyla tatlı anların iç içe geçtiği çocukluk hatıraları vardır hayatımızda. Düşüp kalkmaktan yara olmuş, her dokunuşta acısı çoğalan ayaklarla futbol topuna bir kez daha vurmanın sevinci mesela. Ya da sokakta güle oynaya kirlettiğimiz kıyafetlerimizi gören annemizden işittiğimiz, pek de tatlı olmayan sözler… Bir de eş-dost toplanıp gittiğimiz pikniklerde yol kenarında bulup tozlu topraklı yuttuğumuz böğürtlenler vardı hatırlarsanız. Elimizi yüzümüzü çizdirerek çalıların arasından geçtiğimiz, onca zahmetin sonunda ulaştığımız, her tarafımızı kırmızıya boyayan o ekşimsi, bir o kadar da lezzetli meyve… Belki çocuklar için değişen bir şey yok ama yetişkinler için böğürtlen biraz anlam değiştirdi sanki. Artık böğürtlenin yolu tozun toprağın içinden geçmiyor, bu güzel meyve en şık market, manav reyonlarından bize ulaşıyor. Öyle döke saça doyasıya da yiyemiyor, küçük bir kutusuna 4-10 lira arasında para ödüyoruz. “Buna da şükür, ya hiç bulamasaydık..” dedik ve faydasından fiyatına çocukluğumuzun nostaljik meyvesini inceledik.
Rengi koyu kırmızıysa tamamdır
Belki habermizin etkisiyle de canınız böğürtlen çekmiş, kendinizi en yakın manava atmış olabilirsiniz. Onun için hemen söyleyelim böğürtlenin olgulaştığını renginden anlayabilirsiniz. Yenilebilir kıvama gelmiş böğürtlen koyu kırmızı, siyaha yakın bir renk alıyor. Yabanisi de olan bir meyve olduğundan akla ister istemez zehirlisinin olup olmayacağı sorusu geliyor. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, yabanisinin de kültürlüsünün de hiçbir zehir özelliği olmadığını söylüyor. Gerçekçioğlu, yabani böğürtlenlerin tek zararının tarlaya olduğunu, fazla yayılımcı olduğu ve araziyi çabuk sardığı için tahrip ettiğini söylüyor.
Böğürtlen, ülkemizde Akdeniz’de, Antalya’da, Karadeniz’de, Samsun’da, Bursa, Yalova, Tokat gibi illerde ve Amasya’nın bazı ilçelerinde kültür bitkisi olarak yetiştiriliyor. Bir dönümlük tarladan yaklaşık 2-4 ton arası böğürtlen elde ediliyor. Çeşidi ise çok fazla ancak ülkemizde ağırlıklı olarak “jumbo” denen türü yetiştiriliyor.
Tohumu daha faydalı
Böğürtlenin yaralara sürülürse iyileşmeyi hızlandıracağı, kabızlığa iyi geldiği, tok tuttuğu, yaprakları kaynatılıp içilirse diş ve diş etlerine, kökleri kaynatılıp içilirse de böbreklerdeki taşların düşmesine yardımcı olacağı sık sık dile getiriliyor.
Prof. Dr. Resul Gerçekçioğlu, içindeki tohumunun etinden daha şifalı olduğunu belirtiyor. Diyetisyen Doktor Yeşim Çelik de böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğini söylüyor. İçeriğindeki ellagik asit, antikanserojen madde olarak biliniyor. Bu madde kanser hücrelerinin ve tümörün büyümesini engelliyor. Çelik böğürtlenin hafızaya da iyi geldiğini, özellikle bol miktarda B grubu vitaminleri içerdiğini belirtiyor ve yemek sonrası için de şöyle bir öneride bulunuyor: “Yemekten 1 saat sonra tüketilen 1 bardak böğürtlen suyu veya şurubu kan şekerinin dengelenmesini sağlar, uyku ve yorgunluk halinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.”
Böğürtlen şurubunun hazırlanması:
Böğürtleni ezerek bir süre kaynatın. Pekmez haline gelmeden sıvı olarak şişeleyin. Kesinlikle şeker katmayın ve bu şuruptan günde üç çorba kaşığı veya sulandırarak 1 bardak tüketin. (Kağnak : Zaman Gazetesi)
Böğürtlen Çayının Faydaları, Böğürtlenin Faydaları
Organik asitler,vitaminler ve mineraller açısından zengindir. Böğürtlene siyah ve mor renkleri veren madde
antioksidan niteliğe sahiptir.
Böğürtlende bulunan ellagik asit adlı madde antikansorojen etkiye sahiptir. Hayvanlar üzerinde yapılan
deneyler böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediğini ve küçülttüğünü göstermiştir.
Amerika'daki Clemson Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalarda ellagik asitin, göğüs ve rahim
tümörünün büyümesini engellediği saptanmıştır.
Böğürtlendeki antioksidanlar inflamasyonu azaltıcı, kan damarlarını güçlendirici, diyabet, hipertansiyon ve kalp gibi kronik hastalıkların oluşma riskini azaltıcı etki gösterirler.
Böğürtlende yer alan antioksidanlar ve renk veren maddeler bağışıklık sisteminini güçlendirici ve kanser
türlerine karşı koruyucu etki taşır.
Finlandiyalı uzmanlarca yapılan araştırmaya göre böğürtlen tansiyonu düşürerek ve kanın
pıhtılaşmasını engelleyerek felç riskini azaltmaktadır.
Amerika'da yapılan ve Journal of Biologic Chemistry adlı dergide yayınlanan araştırmaya göre
böğürtlendeki siyanidin-3-glukozid adlı madde hücre kültüründe, ultraviole B ışını ile oluşturulmuş ve deri
tümörlerinin oluşumundan da sorumlu olan serbest oksijen radikallerini etkisiz hale getirmiştir.
Ohio State Üniversitesince yapılan araştırmaya göre böğürtlen, oksidatif stresi azaltarak özofagus
kanserine karşı koruma sağlamaktadır.
Böğürtlene koyu rengini veren antosiyaninler iltihap azaltıcı etkiye sahiptir.
Böğürtlen beta-karoten, lutein. zeaksantin, beta cryptoxanthin, alfa-cıyptoxanthin, quercetin,
kaempferol, klorojenik asit, gallik asit ve kateşin gibi antioksidanlar bakımından da zengindir.
Böğürtlende bulunan lutein ve zeaksantin adlı karotenoidler ultraviyole radyasyon zararlarına karşı
makulayı korurlar. Bir kase böğürtlen 170 mcg lutein ve zeaksantin içerir.
Depresyona böğürtlen, hafızaya böğürtlen
Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinden de zengin bir meyve olan böğürtlen sinir sistemini onarıcı, depresyona karşı koruyucu, hafızayı güçlendirici özelliği bulunmaktadır.
Kanın pıhtılaşmasında ve kalsiyumun emiliminde rol oynayan K vitamini için iyi bir kaynaktır.
Bir kase böğürtlen 135mg of Omega-3 asitleri içerir.
Böğürtlen Yaprağı Faydaları
Alman Sağlık Bakanlığının bitkisel preparatların hazırlanması ve ruhsatlandırmasından sorumlu E
Komisyonu böğürtlen yaprağının ishalde oral olarak, ağız ve boğaz mukozası hastalıklarında ise gargara
olarak kullanımına onay vermiştir.
Ağız, diş eti ve bademcik iltihaplarında olumlu etkisi böğürtlen yararları arasındadır. Böğürtlen
yapraklarıyla hazırlanan çay akut ishal, ağız ve boğaz iltihabı gibi sorunlarda kullanılır.
Böğürtlen yaprağı hamileler için sakıncalıdır.
Ses Kısılmasına böğürtlen
Böğürtlen suyu ses kısılmasına karşı kullanılabilir. Ilık taze böğürtlen suyu gargaradan sonra küçük
yudumlarla yutulur.
Böğürtlen Çayı: 1 kahve kaşığı dolusu böğürtlen yaprağının üzerine bir bardak kaynar su döküldükten
sonra 15 dakika demlenir ve süzülür. Gün içerisinde birkaç defa gargara yapılır. Gargara için hazırlanan
çay tatlandırılmaz.
Yine ishal için hazırlanan çay bağırsakta istenmeyen mayalanma olasılığını azaltmak için şekerle
tadlandırılmadan içilmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder
*** Lütfen Konu Hakkında Görüş ve Yorumlarınızı Bildirin ***